6.10.12

Hiçbir Başarı Kötülüksüz Kalmaz

Türkiye'ye has bir durumdur başarılı insanların ayaklarını kaydırmaya çalışmak veya en ufak bir tökezlemede üzerlerine çullanmak. Hatta başarılı insanın kusur sahibi olmasına bile gerek yok. Hakkında bir dedikodu çıkması bile yeterli olabilir.

Satranç camiasında bu durumçok daha tipiktir. Kısa bir süre önce hayretler içinde buna şahit oldum. Türkiye'nin önde gelen başarılı satranççılarından biri Azerbaycan'da turnuvaya katılmış ve başarılı sonuçlar elde edince Azeri oyuncular bilgisayardan yardım almakla itham etmişler. Daha doğrusu dedikodular yaymışlar. Oyuncu cep telefonunu tur öncesinde hakeme teslim edince olayı "Hakem aramada cep telefonu buldu" diye yaymışlar. Çok tuvalete gitmek iyi oynamak (zaten iyi oyuncu) değerli kanıtlar olmuş. Efendim falanca da şikayet etti diye uydurmalar devam etmiş. En vahimi ise bunların bir satranç forumunda "İnanmıyoruz ama oyuncumuz hakkında şu iddialar var" diye uydurma şeylerin maddeler halinde düzülmesi. Dünyada hiçbir yerde bu dedikodular yansıtılmazken bunların bizde ballandıra ballandıra anlatılması ilginç ama şaşırtıcı değil. Biz bize yeteriz birbirimize zarar vermede. Bu konuyla ilgili daha yazacağım. Gerçekten ibret verici bir konu.

15.6.12

Sandalyeyi Kaybeden Satranç Hakemine Kırmızı Kart!


FIDE'nin yeni kurallarına göre satranç saatine hakemler bastığı anda sandalyenizde oturmuyorsanız kaybettiniz demektir. Zaten zor olan satranç sporu giderek daha da zorlaşıyor. Şehir trafiğinde artık insanlar turnuva salonuna 30-45 dakika arası erken gelmek zorunda çünkü "Sıfır tolerans" var. Takım maçlarında takım kaptanı daha da stresli. Her oyuncunun peşinden koşmalı çünkü 10 oyuncunun kaderi bir oyuncunun 1 saniye geç kalıp kalmamasına bağlı olabilir.

FIDE kendince satranççıları kurallarla sıkıştırarak satranca daha da saygınlık ve popülerlik kazandırmak istiyor. FIDE Başkanı Kirsan Ilyumzhinov defalarca Dünya Şampiyonluğu formatını değiştirdi, kurallarla oynadı, zaman kontrollerini değiştirdi ama maalesef internet çağında olmamıza rağmen 1972 Spassky - Fischer Maçının yarattığı etkinin yakınına bile gelemedi.


Sıfır Tolerans Niye Saçma
  • Diğer sporlardan farklı olarak bir oyuncunun oyuna geç kalması bir satranç oyununun başlayamayacağı anlamına gelmez.
  • Maça geç kalmanın cezası vardır. O da kaybedilen zamandır.
  • Diğer pek çok sporda oyun başlayamadığı halde bile belli bir süre beklenir.
  • Futbolda ve pek çok sporda sporcunun o geniş sahanın herhangi bir yerinde bulunması yeterlidir. Satranççının bulunma alanı ise sadece bir sandalye ile sınırlı. 
  • Oyun esnasında satranççının gidebileceği bölgeler oyun alanıdır. Dolayısıyla salonda bulunması sahada bulunması anlamına da gelmeli.
  • Pek çok takım sporunda maç öncesi sporcular soyunma odasında toplanır. Sahaya çıkarken onları kimse engellemez veya dikkatini dağıtmaz. Özellikle lig maçlarında böyle bir imkan sağlanamıyorsa sıfır tolerans oyuncuları ve kaptanı zora sokmak demektir.    

 Satranççılar da Şunları İstesin O Zaman!
  •  Lig Maçlarında her takıma özel bir oda. Böylece takım kaptanı oyuncularını bir araya getirerek topluca maç alanına zamanında götürebilir!
  • Her oyunun bir hakem tarafından dikkatle takip edilmesi. Bu yapılamıyorsa her oyunun kamera ile kaydedilmesi. (Madem bu spor, her oyun da hakem tarafından takip edilmeli. Oyunda belki oyuncu dokunduğu taşı oynamıyor veya yan tarafa hamle söylüyor. Oyunculardan herşeyi beklerken iyi. Organizatörler, FIDE, hakemler çalışsın bakalım. Hakemin izlemediği oyun olur mu hiç!)
  • Sadece oyuncuların kullanabileceği tuvaletler. Ayrıca bu tuvaletler de görevliler de olsun ki oyuncular yardım almasın.
  • Bir hakem kararı ile ilgili bir itiraz dilekçesi yazılırken ciddi bir para da ödeniyor ve haksız bulunmanız halinde bu parayı geri alamıyorsunuz. Haklı olduğunuz durumda da federasyon yarattığı mağduriyet için çok daha yüksek bir para versin. Bu başvuru parasının yanma tehlikesi maalesef pek çok olası itiraza engel olmakta. Bu da satranççıların hak arama yönündeki bir sıkıntısıdır.
  • Tura başlandığı anda satranç taşları yanlış dizili ise sorumlu hakem turnuvadan atılsın (Yanlış dizmesin efendim! Oyun yanlış dizili taşlarla başlarsa 3 hamle sonra geriye dönüş yoktur. Madem böyle hayati bir hata yapıyor, hakem cezalandırılsın. Üç defa aynı hata olursa organizatöre ceza verelim bir daha turnuva organize etmesin. Oyuncu 1 saniye geç gelince oyun kaybediliyor, takım ligden düşüyor, on binlerce lira boşa gidiyor. O zaman onlar da dikkatli olsun taşları yanlış dizmesin!)
  • Notasyon kağıtları eksik konmuşsa yine yukarıdakine benzer cezalar verilsin. Futbol maçı başlamış ve top yok adeta. Oyuncunun 1 saniye geç kalmasını tolere edemiyorsan bu hiç affedilemez bir hata!
  • Maç başladığı anda sandalye eksikse yukarıdaki cezanın misli misli olmalı. Sandalye olmazsa oyuncu yerine oturamaz ve hükmen kaybeder! Organizatörler ve hakemler özellikle sandalyeden sorumlu olmalı. Kötü niyetli birinin sandalyeyi kaçırmasına izin verilmemeli.